bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01
 

Danıştay 3. Daire

 

Tarih         : 26.05.2010

 

Esas No   : 2007/4267

 

Karar No  : 2010/1716

 
‘KOD’DAN ÇIKARILMAYAN MÜKELLEFİN TAZMİNAT TALEBİ

 

KOD’dan çıkarılması, çıkarılmasının mümkün görülmemesi halinde sebep ve yasal dayanaklarının bildirilmesini talep eden mükellefin, bu talebinin vergi dairesince yerine getirilmemesi halinde manevi tazminata hükmedilebileceği hk.

 

İstemin Özeti: Davacı şirket tarafından 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat istemiyle açılan davada; şirket tarafından KOD 2 ve KOD 5’e alınma işlemlerine karşı dava açılması sonucu mahkemelerinin kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi üzerine ilgili şirketçe vergi dairesine başvurularak KOD 2 ve KOD 5’ten çıkarılması, çıkarılması mümkün değilse yasal yollara başvurulacağından sebepleri ve yasal dayanaklarının bildirilmesinin istenildiği, vergi dairesi müdürlüğünce 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi genel tebliği uyarınca talebin yerine getirilemeyeceği esas hakkında verilecek kararın sonucuna göre yeniden değerlendirileceğinin bildirilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açıldığı, zarara uğranıldığı hususu somut olarak belgelerle kanıtlanamadığından maddi tazminat isteminin yerinde görülmediği, diğer taraftan hukuka aykırı idari işlemler sebebiyle manevi bir zarardan söz edilebilmesi, dolayısıyla manevi tazminata hükmedilmesi için öncelikle ilgilinin kişisel varlık ve haklarına hukuka aykırı ağır bir saldırıda bulunularak kişinin fizik yapısının zedelenmesi, yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi veya bu tür bir işlem ya da eylem sonucu ağır bir elemin duyulmuş olması, ya da kişinin şeref ve haysiyetinin zedelenmesi gerektiği, yargı kararına rağmen davacı şirketin KOD 2 ve KOD 5’ten çıkarılmaması ticari itibarının zedelediğinden, şirket temsilcisi ve ortaklarının ağır bir elem duydukları dolayısıyla davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu, tazminat miktarının mahkemece takdirinde de idarenin kusurunun ağırlığı yanında davacının yaşadığı sıkıntının ağırlığının da önem arzettiği, manevi tazminatın maddi tazminat gibi hesaplanmak suretiyle ortaya konulması mümkün olmadığından, olayın ve durumun niteliği, zarar görenin kişiliği gibi unsurların değerlendirilmesi sonucu mahkemece takdir edileceği, davacının talep ettiği manevi tazminat tutarının 5.000,00 YTL takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın maddi tazminat talebine ilişkin kısmını reddeden, manevi tazminat talebine ilişkin kısmını kısmen kabul eden Vergi Mahkemesinin kararının; davacı tarafından şirketlerinin Kod 5’e alındığı tarihten itibaren aylık satışlarının % 50 azaldığı, davalı idare tarafından ise Kod listelerinin kamuya açık olmayıp sadece idare tarafından izlendiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

 

Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemlerine ilişkin dilekçelerde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddine ve kararın onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.

 

 

(*)    Kullanım süresinin geçmesi veya diğer nedenlerle kullanılamayacak hale gelen malların takdir komisyonu kararıyla imha edilmesi işleminde, mükellefin iradesi dahilinde bir yok etme veya zayi etme olayı söz konusu olamadığı ve işlemin tamamen vergi idaresinin bilgisi dahilinde ve onun kararı ile gerçekleştirildiğinden Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/c maddesinde öngörülen anlamda bir zayi olan maldan söz edilemeyeceği aksi yönde düzenlenen genel tebliğin dava konusu edilen bölümünün kanunu aşar nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından genel tebliğin iptali istenen bölümünde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği görüşüyle karara karşıyız.