bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01

T.C.

 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

 

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

 

Sayı  : B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK-37-

 

 

 

Konu:  Ferdi işletmenin adi ortaklığa dönüşmesi hk.

 

 

 

 

 

İlgi :      sayılı yazınız.

 

 

 

           İlgide kayıtlı yazınız ve ekinde yer alan 2005 tarihli dilekçesi incelenmiş olup; adı geçenin işletme hesabı esasına göre defter tutmakla yükümlü vergi mükellefi olduğu, kuyumculuk işleri ile iştigal ettiği oğlu işyerine ortak olarak alacağından şahıs firması olan işyerinin adi ortaklık hüviyetine dönüşecek olması nedeniyle bu devirden dolayı adına herhangi bir verginin doğup doğmayacağı hususu sorulmakta olup, söz konusu hususlar hakkındaki Müdüriyet görüşümüz aşağıda yer almaktadır.

   

           Bilindiği gibi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ‘Ticari kazancın tarifi’ başlıklı 37.maddesinde; ‘Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır…’ hükmü yer almaktadır.

 

 

 

           Aynı kanunun ‘Değer artışı kazançları’ başlıklı mükerrer 80.maddesinin son fıkrasında, faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş, bu maddede geçen ‘elden çıkarma’ deyimi yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği yine aynı maddenin 2.fıkrasında açıklanmıştır.

 

 

 

           Bu hükümlere göre, kuyumculuk faaliyetiyle iştigal eden ferdi işletmeye ortak alınarak adi ortaklık şekline dönüşmesi halinde, ferdi işletmenin defterinde kayıtlı olan ve adi ortaklığa sermaye olarak konulacak olan değerler, alacak ve ayni hakların (adi ortaklık kurulduktan sonra adi ortaklığa ait olacağından) ferdi işletme sahibince çıkışının yapılarak hesap döneminin kapatılması ve elde edilen kazancında ticari kazanç olarak yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi gerekmektedir.

 

 

 

           Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

 

————————————————————————————————————————————————

 

 

 

 

 

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

 

(Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

 

SAYI  : B.07.1.GİB.4.07.16.01/GVK.ÖZ.06.90 /

 

KONU:Ferdi işletmenin adi ortaklığa dönüşmesi.

 

                             

 

İLGİ: 03.08.2006 tarihli dilekçeniz.

 

           İlgide kayıtlı dilekçenizden; …. Vergi dairesinin ….. vergi kimlik numarasında Zirai İlaç Bayiliği faaliyetinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğunuzu, kendi adınıza faaliyette bulunduğunuz işletmenize kardeşinizi ortak alarak birlikte adi ortaklık şeklinde ticari faaliyetinize devam etmek istediğinizi belirterek, bu tür ortaklıkta gelir vergisi ve katma değer vergisi yönünden ne yapmanız gerektiğini, elinizde bulunan mallar için fatura düzenleyip düzenlemeyeceğinizi, yeniden defter tasdik ettirip ettirmeyeceğinizi ve değer artış kazancı beyanı verip vermeyeceğiniz konularında özelge talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

 

           Bilindiği üzere; 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun ‘Ticari kazancın tarifi’ başlıklı 37. maddesinde; ‘Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır…..’ hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 7 numaralı bendinin ikinci fıkrasında; ‘Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların ortaklık kârından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir.’ denilmektedir.

 

           Yine aynı kanunun ‘Değer artışı kazançları’ başlıklı mükerrer 80. maddesinin son fıkrasında, faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tâbi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar ticari kazanç sayılır ve bunlara ticari kazanç hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, bu maddede geçen ‘elden çıkarma’ deyimi yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği yine aynı maddenin 2. fıkrasında açıklanmıştır.

 

           Bu hükümlere göre; zirai ilaç bayiliği işiyle iştigal ettiğiniz ferdi işletmenize kardeşinizi ortak alarak adi ortaklık şekline dönüştürmeniz halinde, ferdi işletmenizin defterinde kayıtlı olan ve adi ortaklığa sermaye olarak konulacak olan değerler, alacak ve ayni hakların (adi ortaklık kurulduktan sonra adi ortaklığı ait olacağından) tarafınızdan çıkışının yapılarak hesap döneminin kapatılması ve elde edilen kazancında ticari kazanç olarak yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi gerekmektedir.

 

           Diğer taraftan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde defter tutacaklar, 176’ncı maddesinde de tüccar sınıfları açıklanmıştır. Aynı Kanunun 221’nci maddesinin üçüncü fıkrasında ‘(3239 sayılı Kanunun 17’nci maddesiyle değişen bent) Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde’ defter tasdik ettirmek mecburiyetinde oldukları hüküm altına alınmıştır.

 

           Bu açıklamaya göre; işletmenizin sınıfına uygun olan defterleri işe başlama tarihinden önce tasdik ettirmeniz gerekmektedir.

 

           Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 maddesinde; Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.

 

           Aynı Kanunun 37 nci maddesinde; ‘Aksine hüküm bulunmadıkça mükellefler gerçek usulde vergilendirilirler.’ 40. maddesinin 1. fıkrasında, ‘Katma Değer Vergisi, bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça mükelleflerin yazılı beyanları üzerinde tarholunur.’ 43. maddesinin 1. fıkrasında, ‘Katma Değer Vergisi, mükelleflerin işyerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarholunur.’ 44. maddesinin (a) fıkrasında, ‘Adi ortaklıklarda, katma değer vergisinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi biri adına tarholunur’ hükümleri yer almaktadır.

 

           Buna göre; işyerinizin bağlı bulunduğu vergi dairesine müracaat ederek ortaklık adına KDV mükellefiyeti tesis ettirerek katma değer vergisini genel esaslar çerçevesinde beyan ederek ödemeniz gerekmektedir.

 

           Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

—————————————————————————————————————-

 

 

 

FERDİ İŞLETMENİN FAALİYETİNE SON VERİLDİKTEN SONRA ADİ ORTAKLIĞIN KU-
RULMASI DURUMUNDA FERDİ İŞLETMEDEN ADİ ORTAKLIĞA EMTİA DEVRİNİN KATMA
DEĞER VERGİSİ KANUNUNUN 1.MADDESİNİN 1.FIKRASI UYARINCA VERGİLENDİRİL-
MESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI HK.

 


1989 yılı Ocak dönemi işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda, mobilya ve dayanıklı tüketim malları ticareti ile iştigal eden yükümlünün 15.1.1989 tarihinde ticari işletmesine 1/2 hisse vererek …’i ortak ettiği halde emtia mevcudunu adi ortaklığa fatura etmediğinin belirtilmesi üzerine yükümlü adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasını; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1, 2 ve 10.maddesinden ve 25 no’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (C) bölümünden bahisle, şahsi işletmeye bir kişinin kardan 1/2 hisse verilmek suretiyle ortak edilmesi ve şahsi işletmenin adi ortaklığa dönüşmesinde vergiyi doğuran olay, mal ve hizmet teslimi veya malların el değiştirmesi hususlarından hiçbiri gerçekleşmediği gibi ortak olarak alınan kişi tarafından işletmeye herhangi bir mal bedeli ödemesinde de bulunulmadığı anlaşıldığından, kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmasında yasal uyarlık görülmediği,

 

Olayda, herhangi bir mal satışı olmadığı, ücret karşılığında bir iş yapılmadığı gibi, katma değer vergisi yönünden adi ortaklıkların işletme bazında değerlendirildiği gözönünde bulundurulduğunda kesilen özel usulsüzlük cezasında da yasal yerindelik, görülmediği gerekçesiyle terkin eden Konya Vergi Mahkemesinin 26.11.1990 gün ve 1990/1073 sayılı kararının; …’in kar ortağı olduğuna ilişkin iddianın kabul edilmesinin mümkün olmadığı, katma değer vergisinin özelliği gereği emtia mevcudu için adi ortaklığa fatura düzenlenmesi gerektiği, vergi inceleme raporu uyarınca salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

 

Uyuşmazlık, 1989 yılı Ocak dönemi işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda, mobilya ve dayanıklı tüketim malları ticaretiyle iştigal eden yükümlünün 15.1.1989 tarihinde ticari işletmesine 1/2 hisse vererek …’i ortak yaptığı halde emtia mevcudunu adi ortaklığa fatura etmediğinin belirtilmesi üzerine yükümlü adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmasından ve özel usulsüzlük
cezası kesilmesinden doğmuştur.

 


3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1.maddesinin 1.fıkrasında ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.

 


193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80.maddesinin 7.fıkrasının son bendinde de ‘faaliyetie devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar ticari kazanç sayılır ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümler uygulanır’ denilmiştir.

 


Vergi inceleme raporunda her ne kadar yükümlünün 15.5.1980 tarihinde ticari işletmesine 1/2 hisse vererek …’i ortak yapması nedeniyle emtia mevcudunu adi ortaklığa fatura etmesi, dolayısıyla katma değer vergisi hesaplaması gerektiği ileri sürülmüş ise de; ferdi işletmeye ait emtia mevcudunun adi ortaklığa devrinin ticari kazanç kapsamında sayılabilmesi için ferdi işletmenin faaliyetine son vermeden yapılması gerekmektedir. Olayda ise, ferdi işletmenin faaliyetine son verildikten sonra adi ortaklığın kurulduğu, yükümlü ve …’in 12.1.1989 tarihinde vergi dairesine verdikleri dilekçeden anlaşılmakta olup, bu durumda ferdi işletmeden adi ortaklığa emtia devri 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80.maddesinin 7.fıkrasının son bendi kapsamın-
da bir ticari kazanç olarak addedilemeyeceğinden Katma Değer Vergisi Kanununun 1.maddesinin 1.fıkrası uyarınca vergilendirilmesi mümkün değildir.

 


Açıklanan nedenlerle ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, kararın onanmasına karar verildi.


(MT/ES)