bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01

VERGİ VE GÜMRÜK MEVZUATINDA ÖZÜRLÜLERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

 

 

I. GİRİŞ

 

Özürlülerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve bu insanların anayasal güvence altına alınması, devletin bir görevidir.

 

Özürlülerin bulundukları zor koşulların giderilmesine katkıda bulunmak ve özürlüler ile özürlü olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini gidermek amacıyla vergi ve gümrük mevzuatında düzenlemeleryapılmıştır.

 

Bu yazımızda vergi ve gümrük mevzuatında özürlülere sağlanan avantajları ile ilgili olarak açıklamalara yer verilmiştir. 

 

II. VERGİ VE GÜMRÜK MEVZUATINDA ÖZÜRLÜLERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

 

Özürlülere sağlanan avantajlara ilişkin olarak vergi ve gümrük mevzuatımızdaki yasal düzenlemelerin yer aldığı kanunları;

 

–    Gümrük Kanunu

–    Özel Tüketim Vergisi Kanunu

–     Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu

–     Katma Değer Vergisi Kanunu

–     Emlak Vergisi Kanunu

–     Gelir Vergisi Kanunuolarak sıralayabiliriz.

 

Özürlüler ile ilgili yukarıda belirttiğimiz kanunlarda yer alan yasal düzenlemelere ilişkin açıklamalar sırasıyla aşağıdaki gibidir.

 

a) Gümrük Kanunu’nda Sağlanan Avantajlar

 

Gümrük Kanunu’nun 167/12 ‘Diğer eşya’ başlıklı fıkrasında malul ve sakatların kullanımına mahsus eşyanın gümrük vergilerinden muaf olduğu belirtilmiştir.

 

2000/53 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki ‘Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar’ uyarınca;

 

– (25/12/2008 tarihli ve 2008/14486 sayılı BKK ile değişikKörler hariç olmak üzere malul ve sakatların eğitimi, çalışması veya fiziksel ve ruhsal açıdan sosyal gelişimlerine yönelik, özel olarak üretilmiş olup, malul ve sakatların kendi kullanımları için getirdikleri veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum veya kuruluşlarca ithal edilen eşya, ve malul ve sakat kişileri taşımaya yönelik sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan motorlu ticari araç,

 

– (5/5/2008 tarihli ve 2008/13676 sayılı BKK ile değişik) Münhasıran malûl ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan (3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren sol bacak engeli olan gazilerde özel tertibat aranmaz) ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet ve motor silindir hacmi 1600 (dahil) cc’ye kadar olan binek otomobilleri(arazi taşıtları hariç) ile,

 

–  El ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş olmaları nedeniyle bizzat sakat kişi tarafından kullanılamayan, sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılan motor silindir hacmi 2500 (dahil) cc’ye kadar olan taşıtlar(arazi taşıtları ve binek otomobiller hariç)gümrük vergilerinden muaf tutulmuştur.

 

Görüldüğü üzere, arazi taşıtları bu istisnanın dışında tutulmuştur.  

 

Konusu geçen eşyaya mahsus olan ve eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve aksesuarlar veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya da tamiri için gerekli olan aletler de bu muafiyet kapsamındadır.

 

Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin, eşyanın ithalinden sonra yurda getirilmesi halinde de muafiyetin uygulanabilmesi için bunların muafiyetten yararlanarak ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının gümrük idaresine kanıtlanması gerekmektedir.

 

b)  Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda Sağlanan Avantajlar

 

4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu‘nun 7/2 fıkrasında;

 

‘ (5228 sayılı Kanunun 21’inci maddesiyle değiştirilen bent Yürürlük; 31.07.2004 (II) sayılı listede yer alan  kayıt ve tescile tâbi mallardan;

 

a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç) ve 87.11  G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından,

 

b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,

 

(5766 Sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle eklenen alt bent, Yürürlük: 01.07.2008) c) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm_’ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm_’ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bu bendin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtilen malûl ve engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P. numaralarında yer alan malları hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından,

 

Beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı, vergiden müstesnadır.’ şeklinde düzenleme yapılmıştır.

 

Kanundaki yasal düzenleme çerçevesinde malul ve özürlülerin özel tertibat yapılma şartı olsun veya olmasın Özel Tüketim Vergisi ödemeden iktisap edebilecekleri taşıt araçları;

 

– Motor silindir hacmi 1600 cm3‘ü aşmayan binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar  (steyşın vagon, arazi taşıtı ve jeepler dahil),

 

– Motor silindir hacmi 2800 cm3‘ü aşmayan eşya taşımaya mahsus taşıtlar,

 

– Motosikletler, mopedler ve bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli taşıtlar,

 

şekilde sıralayabiliriz.

 

Bu çerçevede Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli  (II)  sayılı listede sayılan araçlardan;özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 veya daha fazla olan malul ve özürlüler ile bizzat kullanmak amacıyla sakatlığına uygunhareket ettirici özel tertibat yaptıran malulve özürlülertarafından (beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere) yetkili satıcı veya galeriden satın alınmasında ÖTV tahsil edilmeyecektir.[1]

 

Buna göre, sakatlık derecesi % 90’dan daha az olan malul veya sakat kişiler tarafından bizzat kullanmak üzere ilk iktisabı yapılacak taşıtlarda ÖTV istisnası uygulanabilmesi için, taşıt üzerinde aracın sakatlığa uygun hareket ettiriciözel tertibat yapılmış olması gerekmektedir.

 

Buna karşın, istisnadan yararlanmak için, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engellilere ait taşıtın özel tertibatlı olması şartı aranmayacaktır. Özürlü adına kayıtlı olan araç bu kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımlarından birisi veya noterce düzenlenmiş iş sözleşmesine bağlı olarak çalıştırılan bir sürücü tarafından kullanılacaktır.

 

İstisnadan yararlanarak adlarına bir taşıt aracı tescil edilenlerin tescil tarihinden itibaren 5 yıl süresince ÖTV ödemeden taşıt aracı satın almaları veya ithal etmeleri mümkün değildir.

 

Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 15/2 maddesi uyarınca, motorlu taşıtlardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk alımında ÖTV istisnasından yararlananlarınbu taşıtı istisnadan yararlanmayan bir kişi veya kuruma devretmesi halinde; bu devir dolayısıyla adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, ilk alımdaki tutar üzerinden, kayıt ve tescil tarihindeki ÖTV oranına göre, bu tarihte hesaplanan ve tahakkuku yapılacak olan ÖTV tahsil edilecektir.

 

Ancak, ilk alımında istisna uygulanan söz konusu taşıt araçlarının veraset yoluyla intikallerinde bu hüküm uygulanmayacak ve ÖTV’ nin sonradan tahsili yoluna gidilmeyecektir.

 

Malûl ve engellilerin ÖTV istisnasından yararlanarak ÖTV ödemeden ilk iktisap ettikleri araçları 5 yıl geçtikten sonra satmaları halinde, satışın kime yapıldığına bağlı olmaksızın, ÖTV istenmeyecektir.

 

ÖTV ödenmeden malul veya özürlü tarafından yukarıda belirtilen esaslara göre satın alınan veya ithal edilen aracın çalınması üzerine, 5 yıl içerisinde alınan yeni aracın istisna hükmünden yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bunun yanında, malûl ve engellilerin istisnadan yararlanarak ilk iktisabını yaptığı araçla ilgili olarak bu aracın deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale geldiğini tevsik eden ekspertiz raporu ile ‘hurdaya çıkarılmıştır‘ damgası vurularak kayıt konulan tescil belgesinin aslı veya noter onaylı örneğini de ibraz etmeleri şartıyla, ilk iktisabını yapacakları yeni  araçlar için ÖTV istisnası uygulanacaktır.

 

c) Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nda Sağlanan Avantajlar

 

5035 sayılı Kanun‘un 22. maddesi ile Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun istisnalara ilişkin 4/c bendine göre; ‘Sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malul ve özürlülerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar’Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden istisna edilmiştir.

 

Uygulamaya ilişkin olarak da 21 Seri No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliği[2]yayımlanmıştır.

 

21 Seri No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliği uyarınca;

 

Yapılan düzenleme ile özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı olan özel tertibatlı taşıtlar Motorlu Taşıtlar Vergisinden istisna edilmiştir. Burada taşıtın bizzat kullanılması şartıaranmayacaktır.

 

1- Sakatlık Dereceleri % 90 ve Daha Fazla Olan Malûl ve Engellilere Ait Taşıtlarda İstisna Uygulaması;

 

Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin bu durumlarını tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili Vergi Dairelerine belgelendirmeleri halinde, söz konusu malul ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, Motorlu Taşıtlar Vergisine tabi tutulmayacaktır.

 

Bu istisnadan yararlanmak için, malul ve özürlülere ait taşıtın özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmayacaktır.

 

2-Diğer Malûl ve Engellilere Ait Taşıtlarda İstisna Uygulaması ise aşağıdaki gibidir;

 

Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90’dan az olan malul ve özürlülerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri ve kendi adlarına kayıt ve tescilli olan taşıtların özürlülük haline uygun özel tertibatlı taşıt veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıt olduğunu belirten Motorlu Araç Tescil Belgesi’ nin ilgili tescil kuruluşlarınca onaylanmış örneği ile ‘Araçlar İçin Teknik Belge‘ ve ‘Proje Raporu‘nun aslı veya noter onaylı örneğini ilgili Vergi Dairelerine verilmesi halinde bu istisna hükmünden yararlanabileceklerdir.

 

d) Katma Değer Vergisi Kanunu’nda Sağlanan Avantajlar

 

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, gerek özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar için, gerekse özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90’dan az olan malul ve özürlülerin adlarına kayıt ve tescilli olan ve özürlülük haline uygun özel tertibatlı taşıt veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır.

 

KDV Kanunu’nun 16. maddesinin (b) bendine göre, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesi kapsamında gümrük vergisinden muaf olan eşyaların ithali katma değer vergisi açısından istisna kapsamına alınmıştır. Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin 12. bendi uyarınca malul ve sakatların kullanımına mahsus eşya gümrük vergisinden muaf olduğundan bu kapsamda ithal edilen taşıt araçlarından KDV alınmamaktadır.

 

Malul ve sakatlar tarafından yurt dışından ithal edilen taşıtlardan KDV alınmazken, bu taşıtların yurt içinde mamul ve engelliler tarafından ilk defa iktisabının % 18 oranında KDV’ye tabi olması bir ayrıcalık olarak görülmekte ve değişik platformlarda eleştirilmektedir.[3]

 

KDV Kanunu’nun 17. maddesinin 4. paragrafına, 5378 Sayılı Kanun‘un 32. maddesi ile eklenen (s) bendi ile 07.07.2005 tarihinden itibaren ‘Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları‘nın teslimi, Katma Değer Vergisi’nden istisna edilmiştir.

 

Buna göre;  münhasıran özürlülerin eğitimleri,  meslekleri,  günlük yaşamlarında kullanmaları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç(örneğin, görme özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinası, kabartma, klavye, sesli kitap; ortopedik özürlülerin kullandıkları ortez-protez gibi cihazlar) ile özel bilgisayar programları istisna kapsamında kabul edilecektir.

 

Ayrıca,  Türk Gümrük Tarife Cetveli‘nin 87.12.00 pozisyonundaki motorsuz bisikletler ve diğer motorsuz tekerlekli taşıtların (sepetli olsun olmasın) sakatlar için özel olarak imal edilmiş olanları ile 87.13 pozisyonundaki özürlüler için tekerlekli koltuklar ve diğer taşıtların (motoru veya hareket ettirici başka bir tertibatı olsun olmasın) %1 oranında Katma Değer Vergisine tabi olacağı açıklanmıştır.

 

e) Emlak Vergisi Kanunu’nda Sağlanan Avantajlar

 

Malul ve özürlülere vergi açısından sağlanan imkânlara, 2006 yılı başından itibaren Emlak Vergisinde uygulanmaya başlanan indirimli vergi oranı da eklenmiştir.

 

5378 sayılı ‘Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ un 22. maddesi ile Emlak Vergisi Kanununun 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan indirimli bina vergisi oranına ilişkin hükme, ‘özürlüler‘ ifadesi eklenmiş, böylece özürlülerin de indirimli bina vergisi oranı uygulamasından yararlanmaları sağlanmıştır. Buna göre, özürlülerin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskeni olması (kullanım hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, %0 Emlak Vergisi oranı ile bu vatandaşlarımıza vergi avantajı sağlanmıştır.

 

Özürlülerin indirimli Emlak Vergisi oranından yararlanabilmeleri için bu durumlarını tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili belediyelere belgelendirmeleri gerekmektedir.

 

İndirimli emlak vergisi oranından yararlanmak isteyen özürlüler, ‘Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu’nu doldurarak konutun bulunduğu yer Belediye Başkanlığı’na verecektir. Özür durumunu belgeleyen ve tam teşekküllü devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunun aslı da dilekçeye eklenecektir.

 

İndirimli vergi oranının uygulanması için meskende bizzat oturma şartı aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip olduğu tek meskeni kiraya verip, kirada oturan özürlü de diğer şartları taşımak kaydıyla emlak vergisi ödemeyecektir.

 

200 m2’yi geçmeyen tek meskene hisse ile sahip olunması halinde indirimli vergi oranı, meskenin toplam Emlak Vergisinin hisseye düşenine uygulanacaktır.

 

Birden fazla meskende hisseye sahip olanlar ile 200 m2’yi geçen tek meskene sahip olan özürlülersıfır oranlı Emlak Vergisi avantajından yararlanmayacaklardır.

 

Ayrıca belirli zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler için vergi oranında bir indirim uygulanmayacaktır. İndirimli vergi oranından yararlanan mükelleflerin, gerekli şartlardan herhangi birini kaybetmeleri halinde, bu durumu mükellefiyetlerinin bulunduğu belediyeye bildirmeleri gerekmektedir.

 

Gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle Emlak Vergisi ödemeyen özürlüler ile durumlarında meydana gelen değişikliği bildirmeyen özürlülerden alınması gereken Emlak Vergisi, cezalı olarak gecikme faizi ile birlikte alınır.

 

f) Gelir Vergisi Kanunu’nda Sağlanan Avantajlar

 

Özürlülere vergi avantajı sağlayan müesseselerinden birisi de, özürlü ücretlilerin Gelir Vergisi matrahlarının hesaplanmasında dikkate alınan ‘Sakatlık İndirimi‘ uygulamasıdır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 31. maddesinde,Çalışma gücünün asgari % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari % 60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve aşağıda sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir.’şeklinde düzenleme yapılmıştır.

 

Gelir Vergisi Kanununda yapılan düzenlemelerle, sakatlık indiriminin kapsamı genişletilmiş ve sakatlık indiriminden yararlanan hizmet erbaplarına, serbest meslek erbapları ve basit usule tabi mükellefler de eklenmiştir. Bu uygulama, 5228 sayılı Kanunla değişik 89. maddesinin 3 numaralı bendine, ‘Serbest meslek faaliyetinde bulunan veya basit usulde vergilendirilen özürlülerin beyan edilen gelirlerine, 31. madde de yer alan esaslara göre hesaplanan yıllık indirim (bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ile hizmet erbabı (tevkifat matrahı dâhil) da yararlanır.)’ hükmü ile ilave edilmiştir.

 

Sakatlık indirimi, hizmet erbabında tevkifat matrahına uygulanır. Bu indirim, bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ve ücret geliri elde eden mükellefler için de uygulanır. Bu durumda indirimden yararlanan özürlü kişi değil, ona bakmakla yükümlü olan serbest meslek erbabı ve ücret geliri elde eden mükelleflerdir.

 

Sakatlık İndirimi 2009 yılı için,

 

— Birinci derece sakatlar için 670 TL  

— İkinci derece sakatlar için 330 TL

— Üçüncü derece sakatlar için 160 TL olarak belirlenmiştir.

 

Sakatlık İndirimi tutarları her yıl Maliye Bakanlığı’nca yeniden değerleme oranında arttırılarak belirlenmektedir.

 

Aylık belirlenen bu rakamlar, yıllık olarak beyan edilen kazançlarda 12 ile çarpılmak suretiyle uygulanacaktır. Özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ve basit usulde vergilendirilen özürlülerin 2009 yılı için beyan edecekleri (2010 yılında beyan edilecek) yıllık gelirlerinden;

 

— Birinci derece sakatlar için            8.040 TL,

— İkinci derece sakatlar için             3.960 TL,

— Üçüncü derece sakatlar için          1.920 TL, indirim tutarını düşebileceklerdir.

 

Yıllık beyanname verecek olan ve bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbapları da yıllık gelirleri üzerinden yukarıda belirtilen sakatlık indiriminden yararlanabilecektir.

 

III. SONUÇ

 

Dünya nüfusunun yaklaşık %10’unu oluşturan özürlü kesimin ekonomik ve sosyal yaşama katılmaları tüm ülkelerde üzerinde durulan konulardan birisidir. Ülkemizde de yapılan çeşitli yasal düzenlemelerle, özürlülerin istihdamını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmıştır.

 

Özürlülere yönelik temel düzenlemelerden biri de, 5378 sayılı Özürlüler Kanunu olup, bu kanun 7.7.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun amacı; özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmaktır.

 

Bu noktada vergi ve gümrük mevzuatlarında yapılan düzenlemelerle de engelleri nedeniyle bazı zorluklar yaşayan özürlülerin, hem ekonomik yönden desteklenmesi, hem de sosyal ve ekonomik hayata katılımlarının ve uyumlarının sağlanması amaçlanmıştır.

 

‘Özürlülük insana dair her alanı kuşatan bir fenomendir. Dolayısıyla insana dair her alanda sorunları bağlamında çözümlenebilirdir..’  Dr. Mehmet Aysoy