bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01

I- GİRİŞ

Vergi emniyet müesseselerinden olan örtülü sermaye 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Maddenin 1 numaralı fıkrasında, “kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 3 katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır.” şeklinde tanımlanmaktadır. Tanımdan hareketle, bir kurumun temin ettiği borcun örtülü sermaye sayılabilmesi için gereken şartlar aşağıdaki gibidir:

1- Borç, doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmelidir.

2- Borç işletmede kullanılmalıdır.

3- İşletmede kullanılan borç, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşmalıdır.

Makalemizde, üçüncü şartın ihtiva ettiği borç-öz sermaye mukayesesinin, KVK kapsamında yapılan birleşme, devir ve bölünme hallerinde nasıl tatbik edileceğini ele alacağız. Bu amaçla öncelikle birleşme, devir ve bölünmeye ilişkin KVK’da yer alan hükümlere kısaca yer verilecek, akabinde bu türden şirket yapılandırmalarında borç-öz sermaye mukayesesinin nasıl uygulanacağına değineceğiz.

II- YASAL DÜZENLEMELER

Birleşme 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 18. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Maddeye göre birleşme, bir veya birkaç kurumun diğer bir kurumla birleşmesi olarak tarif edilmiştir. Birleşmenin özel bir şekli olarak devir mezkûr Kanun’un 19. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre, aşağıdaki şartlar dâhilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

a- Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye’de bulunması.

b- Münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.

19. maddenin devamında bu kez tam bölünme tanımlanmıştır. Tam bölünme, tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bütün mal varlığını, alacaklarını ve borçlarını kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef sermaye şirketine devretmesi ve karşılığında devredilen sermaye şirketinin ortaklarına devralan sermaye şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisselerinin verilmesidir.

III- BORÇ-ÖZ SERMAYE MUKAYESESİ

Örtülü sermaye uygulamasında borç-öz sermaye mukayesesinde borç alan kurumun dönem başındaki öz sermaye tutarı dikkate alınır. Kurum’un dönem içerisinde işe yeni başlamış olması halinde ise, işe başlama tarihindeki öz sermaye kıyaslamada esas alınır. 

Birleşme ve devir hallerinde, borç- öz sermaye mukayesesine ilişkin özellikli bir durum mevcut değildir. Nezdinde birleşilen yani infisah etmeyen kurumda borç-öz sermaye mukayesesinde kurumun dönem başındaki öz sermayesi esas alınır. Diğer bir ifadeyle birleşme veya devir tarihindeki öz sermaye tutarının dikkate alınması söz konusu değildir. Konuyu bir örnekle açıklayacak olursak, (A) kurumunun hesap dönemi olarak takvim yılını kullandığını ve 01.01.2015 tarihindeki öz sermaye tutarının 500.000,00 TL olduğunu varsayalım. (A) kurumu 07.05.2015 tarihinde (B) kurumu ile birleşmiş ve birleşme sonucunda (B) kurumu infisah etmiştir. Birleşme bilançosuna göre (A) kurumun yeni öz sermaye tutarı 800.000,00 TL’dir. Bu halde borç-öz sermaye mukayesesinde birleşme bilançosunda yer alan 800.000,00 TL tutarındaki öz sermaye değil de; hesap dönemi başında geçerli olan 500.000,00 TL tutarındaki öz sermaye esas alınır. Konu ile ilgili verilen aşağıdaki Özelge’de(1) bu husus açıkça vurgulanmıştır.

“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketinizin jeotermal elektrik üretimi faaliyeti ile iştigal ettiği, ….. tarihinde aynı sektörde faaliyette bulunan ….. nin tasfiyesiz infisah ederek şirketinizle vergisiz birleştiği, şirketinizin … tarihli açılış bilançosunda öz sermayesi negatif iken birleşme sonrası öz sermayesinin pozitife dönüştüğü belirtilmiş olup, birleşmenin gerçekleştiği tarih itibariyle hesaplanan şirketiniz öz sermayesinin bu tarihten sonraki örtülü sermaye hesaplamalarında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

(…)

Buna göre,  ….. nin Şirketinize devredilmesi işlemi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartların varlığı halinde “devir” olarak değerlendirilecek olup söz konusu devir işlemi sonucu örtülü sermaye tutarının tayininde, nezdinde birleşilen ve hükmi şahsiyeti devam eden Şirketinizin hesap dönemi başındaki bilançosunda yer alan öz sermayesinin esas alınması gerekmektedir.”

Diğer taraftan birleşme ve devir hallerinde, infisah eden kurumların devralınan borçları, nezdinde birleşilen kurumun ortağı veya ortağıyla ilişkili kişisinden alınmış olması halinde, bu borç tutarlarının da birleşilen kurum nezdindeki örtülü sermaye tutarında dikkate alınacağı tabidir. Yukarıdaki örnekte birleşme tarihinde (B) kurumunun (C) kurumuna 1.000.000,00 TL borçlu olduğunu ve (C) kurumunda (A) kurumunun ortakla ilişkili kişisi olduğunu varsayalım. Bu halde birleşme sonrasında (A) kurumu nezdindeki borç-öz sermaye mukayesesinde (B) kurumundan devralınan 1.000.000,00 TL’lik borç tutarı da dikkate alınır.

Tam bölünme halinde borç-öz sermaye mukayesesi, bölünme neticesinde yeni şirketlerin kurulup kurulmamasına göre değişir. Buna göre tam bölünme neticesinde iki veya daha fazla yeni şirket kurulmuş olması halinde, kurulan bu yeni kurumlarda borç-öz sermaye mukayesesinde kuruluş tarihindeki öz sermaye tutarı esas alınacaktır. Ancak tam bölünme neticesinde infisah eden kurumun varlık, alacak ve borçlarının mevcut şirketlere intikal etmesi halinde, mevcut şirketler nezdinde borç-öz sermaye mukayesesi dönem başı öz sermaye tutarı üzerinden yapılır.

Örneğin, (A) kurumunun mal varlığı ile alacak ve borçlarını (B) ve (C) kurumlarına devretmek suretiyle 04.06.2015 tarihinde tasfiyesiz infisah etmek suretiyle tam bölündüğünü farz edelim. (B) ve (C) kurumlarının tam bölünme tarihinde kurulan yeni şirketler olması halinde, bu şirketler nezdinde borç-öz sermaye mukayesesi 04.06.2015 tarihindeki öz sermaye tutarları üzerinden yapılır. Ancak bu şirketlerin bölünme tarihinde mevcut olmaları halinde, borç-öz sermaye mukayesesinde dönem başındaki, yani 01.01.2015 tarihindeki öz sermaye tutarları dikkate alınır.

Öte yandan bölünen şirketten devralınan borçların mevcut veya yeni kurulan şirketlerin ortakları veya ortaklarıyla ilişkili konumunda bulunan kişilerden alınmış olması halinde, bu tür borçlanmaların da bölünme tarihinden sonraki örtülü sermaye uygulamasında dikkate alınacağı tabidir.

IV- SONUÇ

KVK kapsamında yapılan birleşme, devir ve bölünme hallerinde, borç-öz sermaye mukayesesi açısından örtülü sermaye mukayesesi özellik arz etmemektedir. Bu mukayese, birleşme ve devir hallerinde infisah etmeyen kurumun dönem başındaki öz sermaye tutarı dikkate alınmak suretiyle yapılır. Bölünme halinde ise, uygulama bölünme neticesinde yeni şirketler kurulup kurulmamasına göre değişir. Yeni şirketler kurulamaması durumunda borç-öz sermaye mukayesesi, mevcut şirketlerin dönem başı öz sermaye tutarları üzerinden yapılırken; yeni şirketlerin kurulmuş olması halinde ise, bu mukayese kuruluş tarihindeki öz sermaye tutarı üzerinden yapılır.

 

Yazar: İlyas MERİÇ*

Yaklaşım / Mart 2017 / Sayı: 291

*           Vergi Müfettişi (E. Maliye Müfettişi)

(1)         Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 24.04.2014 tarih ve 38418978-125[19-13/283]-445 sayılı Özelgesi.