bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01


Bireylerin Anayasa ile güvence altına alınmış olan sosyal güvenliğe ilişkin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen, sosyal güvenliğe ilişkin usul ve esasların, uygulanacak norm ve kuralların belirlenmesi amacıyla oluşturulan ve hali hazırda yürürlükte olan birincil mevzuat 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”dur.

Kanun sistematiği açısından bakıldığında ilk kısmında bu Kanun’un uygulaması bakımından gerekli kavramsal tanımlara yer verildikten sonra ikinci kısmında uygulanacak tüm sigorta kolları bakımından kimlerin zorunlu sigortalılık kapsamında olduğuna yer verildikten sonra bazı sigorta kollarının uygulanması bakımından kimlerin kısmi sigortalılık kapsamında olduğu düzenlenmiş, daha sonrasında da uygulanacak tüm sigorta kolları bakımından kimlerin zorunlu sigortalılık kapsamından istisna tutulduğuna değinilmiştir. Yani tüm sigorta kollarının uygulanması bakımından kimlerin zorunlu olarak sigorta sayılması gerektiği, kimler için bu sigorta kollarından bazılarının zorunlu bazılarının ihtiyari olduğu, kimlerin ise sigortalı sayılmayacağı 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde sayma yoluyla belirtilmiştir. Buradan hareketle Kanun’un sigortalı saymadığını sigortalı saymak veyahut da sigortalı saymadığını sigortalı kabul etmek mümkün olmayacaktır.

“Sigortalı Sayılmayanlar” başlığı altında yer alanlardan bir tanesi de ev hizmetlerinde çalışanlardır. Genel kural böyle olmakla birlikte ücretle ve sürekli olarak çalışanlar bakımından bu kurula bir istisna getirilmişti. 6552 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)” bu Kanun’un 4 ve 5. maddelerine göre sigortalı sayılmazlar hükmü yer almıştı. Yine yapılan düzenlemede yer alan “sürekli” çalışmadan nasıl bir çalışma biçimi ve modeli kast edildiği yönünde hem kanunda hem de uygulama yönetmeliklerinde herhangi bir düzenleme yapılmamış idi. Böyle bir eksiklik ise ev hizmetlerinde yapılan çalışmalarda sigortalılığı tespiti yoluna gidilmesi gibi bir uyuşmazlığı yol açmakta ve tarafları sürekli bir biçimde yargı yoluna gidilmesi gibi dava tehdidi altında bırakmaktaydı.

II- DEĞİŞİKLİKTEN ÖNCEKİ DURUM

Yukarıda da izah edildiği gibi değişiklikten önce ev hizmetlerinde çalışanlar için 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “… (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…” ibaresi yer almış olup buna göre ücretle ve sürekli çalışanlar hariç ev hizmetleri 5510 sayılı Kanun kapsamı dışında bırakılmıştı. 5510 sayılı Kanun’da ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığı bakımından böyle bir istisna getirilmişken, bilindiği gibi 4857 sayılı İş Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 4. maddesinde ev hizmetlerinde yapılan işlerde bu Kanun hükümleri uygulanmaz denilerek ev hizmetleri İş Kanunu bakımından tamamen kapsam dışı bırakılmıştır.

5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme gereğince ev hizmetlerinde çalışanların sigortalı sayılabilmeleri için ücret ve süreklilik koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Yani ev hizmetlerinde yapılan çalışma süreklilik arz etmiş olsa bile herhangi bir ücret ödemesi söz konusu değilse diğer bir ifadeyle gönüllülük esasına dayanıyorsa veyahut da ücret ödemesi söz konusu olup da yapılan çalışma süreklilik arz etmiyorsa her iki durumda da 5510 sayılı Kanun uygulaması bakımından bu şekilde yapılan çalışmalarda bir kimsede sigortalılık niteliği ortaya çıkmayacaktır.

5510 sayılı Kanun’da ev hizmetlerinde çalışanların sigortalı sayılmayacaklarının istisnası bu şekilde belirtilmiş olmasının dışında, ne Kanun’da ne de bu Kanun’un uygulamasını ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik, tebliğ gibi ikincil mevzuatta ev hizmetleri kavramının tanımı, kapsamı ve sınırları, sürekli çalışmadan ne kastedilmek istenildiği, yapılan hizmetin mi yoksa işin niteliğinin mi sürekliliğinin sigortalılığın belirlenmesinde ölçüt alınacağı ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktaydı.

Yine 2013/11 sayılı Genelge’de ev hizmetleri çamaşır ve bulaşık yıkama, ütü yapma, cam silme, yemek yapma gibi evin gündelik işleyişine yönelik çalışmalar olarak tanımlanmış olmakla birlikte bahçıvanlık, bekçilik, şoförlük, evde çocuk ve hasta bakımı gibi ev işlerini kolaylaştıran ve dolaylı olarak ev hizmetlerine katkıda bulunulan hizmetlerinde ev hizmetlerinden sayılıp sayılmayacağı hususu açıklanmamış olup bu hususlar yoruma açık bırakılmıştı. Bununla birlikte sürekli çalışma kavramı da yeterince açıklığa kavuşturulmamış olup sürekli çalışmadan işin niteliğinin mi yoksa ev işinde çalışanın ev hizmetinde ne kadar süre çalıştığı mı hususunun mu kastedildiği tartışmalı bir hale gelmişti.

III- YENİ DÜZENLEME İLE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER

Hal böyle iken 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde 6552 sayılı Kanun’un 40. maddesiyle bu bentte yer alan “(ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)” ibaresi 01.04.2015 tarihinde yürürlüğe girmek üzere “(Kanun’un ek 9. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında sigortalı olanlar ile ücretle aynı kişi yanında ay içinde 10 gün ve daha fazla süreyle çalışanlar hariç)” şeklinde değiştirilmiştir. Getirilen yeni düzenleme ile ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar ile aynı veya farklı gerçek kişi yanında 10 günden az çalışanlar şeklinde ikiye ayrılmıştır. Buna ilişkin 1 Nisan 2015 tarih ve 29313 sayılı Resmi Gazete’de tebliğ yayımlanmıştır.

A- 10 GÜN VE DAHA FAZLA SÜRE İLE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIK DURUMU

Ev hizmetlerinde işveren yanında 10 gün ve daha fazla süreyle çalışanlar, 01.04.2015 tarihinden itibaren ücretle ve sürekli çalışma şartı aranmadan Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalılara sağlanan haklardan aynı şekilde yararlanacaktır. Bu sigortalılar hakkında Kanun’un uzun ve kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası ve 4447 sayılı Kanun’un 46. maddesine göre işsizlik sigortası hükümleri uygulanacaktır. Ev hizmetlerinde 10 gün ve daha fazla süre ile sigortalı çalıştıran işverenler için “Ev Hizmetlerinde 10 Gün ve Daha Fazla Çalıştırılacaklara İlişkin Bildirge”ile yapılan müracaatlarda işkolu kodu “9700 Ev içi çalışan personelin işverenleri olarak hane halklarının faaliyetleri” olarak dikkate alınacaktır.

Ev hizmetlerinde 10 gün ve daha fazla süre ile sigortalılığı bulunanlar Kanun’un 60. maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılacaktır. Sağlık yardımlarından yararlanılabilmesi için Kanun’un 67. maddesinde sayılan diğer haller dışında sigortalının sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması yeterlidir.

Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalıların iş kazası ve meslek hastalığı hallerinde haklarında Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Bu kapsamda sigortalılığı olanların % 34,5 oranındaki primleri gerçek kişi işverenler tarafından ödenir. Bu primin % 20’si uzun vadeli sigorta kolları, % 12,5’i genel sağlık sigortası, % 2’si iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası primidir. İşverenler ayrıca sigortalı ve işveren hissesi ile birlikte % 3 oranında işsizlik sigortası primi de ödeyeceklerdir.

B- ON GÜNDEN DAHA AZ ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIK DURUMU

Ev hizmetlerinde ay içinde 10 günden daha az çalışanlar hakkında ise sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanacaktır. Bu kapsamdaki sigortalıları çalıştıranlar 10 günden fazla çalışanlardan farklı olarak bu kez işveren olarak sayılmayacaklardır. Bu kapsamda sigortalı çalıştıranlar prime esas günlük kazanç alt sınırının % 2’si oranında iş kazası ve meslek hastalığı primi ödeyeceklerdir.

Ev hizmetlerinde ay içinde 10 günden az çalışanlar istemeleri halinde uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası kapsamında sigortalı olabileceklerdir. Uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası tescilinde sigortalılardan herhangi bir müracaat alınmayacak, tescil ve tahakkuk kaydı Kurum’ca elektronik ortamda oluşturulacaktır. Sigortalılığın sona ermesinde de aynı şekilde işlem yapılacaktır.  Sigortalıların uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası priminin kendileri tarafından ödenebilmesi için ev hizmetlerinde aynı ya da farklı çalıştıran yanında en az 1 gün, en fazla 9 gün süre ile çalışması yeterli olacaktır. Bunlardan alınacak % 32,5 prim oranının % 20’si uzun vadeli sigorta primi, % 12,5’i ise genel sağlık sigortası primidir.

İş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yararlanmak için sigortalının iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olması ve sigortalılığının sona ermemiş olması iş kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçların ödenmiş olması şarttır. Kanun’un ek 9. maddesi kapsamında ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanlar için iş kazası ve meslek hastalığı sigortası yanında uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası primi ödemeleri halinde genel sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilmesi için sağlık hizmet sunucusuna başvurduğu tarihte bu kapsamda tescilinin olması ve primi ödemesinin bulunması ile son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması gerekmektedir.

IV- SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

5510 sayılı Kanun’un altıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan değişiklikle ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılık durumu ile ilgili olarak 5510 sayılı Kanun’a eklenen 9. madde 01.04.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuştur. Yapılan düzenleme ile ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılık durumu ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar ile 10 günden az olanlar şeklinde iki ayrı statüde düzenlenmiştir.

Yine yapılan düzenleme ile ev içinde yaşayan aile bireyleri tarafından yapılabilecek temizlik, yemek yapma, çamaşır, ütü, alışveriş, bahçe işleri gibi gündelik işler ile çocuk, yaşlı veya özel bakıma ihtiyacı olan kişilerin bakım işlerinin aile bireyleri dışındaki kişiler tarafından yapılması “ev hizmeti” olarak, aralarında aile bağı olup olmadığına bakılmaksızın bireylerin içinde yaşadığı yapı ile bu yapının garaj, depo, bahçe ve benzeri bölüm ve eklentileri “ev” olarak tanımlanmış, çocuk, yaşlı veya özel bakım işi nedeniyle ev hizmeti kapsamında sigortalı sayılanların bu işi kendi evinde ya da hastanede yapmaları halinde, sigortalıların çalıştığı yerler evin bölüm ve eklentisi olarak kabul edilmiştir. Yine ev içinde yaşayanları evden alarak alışverişe, gezmeye götüren, boş zamanını evinde bölüm ve eklentilerinde geçiren şoförlük hizmeti de ev hizmetinden sayılmıştır.

Ev hizmetlerinde ay içinde çalışma saati süresine göre çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar, 1 Nisan 2015 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılar için geçerli olan hak ve yükümlülüklere tabi tutulmuşlardır. Ev hizmetlerinde ay içinde çalışma saati süresine göre çalışma gün sayısı 10 günden daha az olanlar ise 1 Nisan 2015 tarihinden itibaren sadece iş kazası ve meslek hastalıkları sigortasına tabi olacaklardır. Bunları çalıştıranlar da 5510 sayılı Kanun uygulaması bakımından işveren sayılmayacaklardır. Ancak bu şekilde çalışanlar % 32,5 oranında prim ödemeleri halinde uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına da tabi olabileceklerdir.

Yazar: Süleyman TUNÇAY*

 

Yaklaşım / Aralık 2015 / Sayı: 276

*           Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı