bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01

Vergi Usul Yasası’nın 322’nci maddesinde yer alan tanımlamaya göre ‘Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaklardır.’
  

Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.

 

Yasal düzenleme gereği olarak ‘işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin’ değersiz alacakları, deftere gider kaydedilmek suretiyle yok edilebilirler.

 

Bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için kazai bir hükme yani yargı kararına veya bu konuda kanaat verici bir belgeye göre artık tahsiline imkân kalmadığının kanıtlanması gerekmektedir.

 

Bu bağlamda alacağın ticari veya zirai kazancın elde edilmesiyle ilgili olmasının yanı sıra gerçek bir faaliyete dayanması gerekmektedir. Ticari ilişki çerçevesinde sağlanması öngörülen kredinin üçüncü şahıslardan temini için verilen ve gerçek bir borç ilişkisine dayanmayan senetlere ticari yaşamda hatır senedi denilmektedir. Bir başka anlatımla senedin borçlusu olarak gözüken kişinin gerçekte borcu olmadığı halde, alacaklıya kredi verenler nezdinde bir itibar kazandırmaktadır. Bu tür senetler dolayısıyla oluşan alacakların değersiz alacak olarak kabulü mümkün değildir.

 

Uygulamada yasa metninde yer alan kanaat verici belge kavramı da duraksama yaratmaktadır. Kanaat verici bir vesika kavramından anlaşılması gereken alacağın tahsili olanaksızlığını gösteren bir belgenin varlığı halinde bu belge kanaat verici olarak kabul edilecektir.

  

Vergi hukuku açısından kanaat verici belgeler şunlardır:

  

* Borçlunun gaipliğine ilişkin mahkeme kararı ve buna bağlı olarak herhangi bir malvarlığının bulunmadığına dair resmi makamlar tarafından verilen bir belge veyahut da ilan,

* Borçlunun herhangi bir malvarlığı bırakmadan ölümü ve/veya mirasçıların da mirası reddettiklerine dair resmi belgeler,

* Borçlunun alacaklı tarafından açılan davayı kazandığına dair yargı kararı,

* Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,

* Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

* Borçlunun ülkeyi dönmemek üzere terk ettiğini gösteren gazete haberleri ve bu haberleri doğrulayan resmi nitelikteki belgeler,

* Borçlunun dolandırıcılıktan mahkûm olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,

* Medeni Kanun’a göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı,

* Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını gösteren icra memurluğu yazısı,

* Borçlunun ölümü ve mirasçılar adına sulh mahkemelerince verilmiş bulunan mirası ret kararı,

* Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar,

* Ticaret mahkemelerinde borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler,

  

Gerçekte değersiz alacaklar konusunda özellik arz eden durumların başında aciz vesikası gelmektedir. İflas kararı, iflasa uğramış şahıstan alacaklı durumunda olan kişilerin bütün alacaklarını değersiz hale getirmektedir. İflasın açılması halinde alacaklılar iflas masasına başvurmak suretiyle alacaklarının ödenmesini talep ederler. Bu aşamada varsa müflisin mevcutları paraya çevrilir ve alacaklılara mevcut paradan taksimat yapılır. Yapılan taksimat sonucunda alacaklıların alacaklarının tamamını alamamaları durumunda icra müdürü ödenmeyen alacaklar için alacaklı olanlara tahsil edilmeyen alacak miktarını gösteren ‘aciz vesikası’ düzenler ve bu belgeler alacaklılara verilir.  

  

Aciz vesikası alacağı sona erdirmez. Ancak alacak, bu vesikanın düzenlenmesi ve alacaklıya verilmesi ile birlikte ‘Değersiz Alacak’ haline dönüşür.

  

Alacaklının alacağından vazgeçmesi halinde bu durumun taraflar arasında her türlü muvazaadan ari olarak karşılıklı olarak imzalanmış bir protokolün noter onayından geçirilmesiyle birlikte söz konusu alacağın ‘Değersiz Alacak’ olarak kabulü mümkündür. (TC Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 15.12.2006 gün ve 98812 sayılı özelgesi)

Serbest meslek faaliyetlerinde bedelin tahsili için serbest meslek makbuzunun düzenlenmesi gerektiğinden, makbuz düzenlemeden hizmet bedelinin kayıtlara gelir olarak intikali söz konusu değildir.

  

Kaynak: http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=157&HBR_KOD=96840