bilgi@burhaneray.com +90 212 644 02 01

Bilindiği gibi 2 Ocak 1990 tarih ve 20390 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan SM, SMMM VE YMM ÜCRETLERİNİN ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞİ’ nin;

Ücret Sözleşmesi başlıklı 13. maddesinde; “Meslek mensubu ücret sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve belli bir meblağı kapsaması şarttır. Ücret sözleşmesine, yapılan hizmet karşılığı meslek mensubuna ortaklık payı verileceğine dair hüküm konulamaz. Ücret sözleşmesinin sözlü yapıldığının belirlenmesi durumunda, meslek mensubu hakkında disiplin cezası uygulanır.” Denilerek mesleki sözleşmelerin yazılı yapılması ve belli bir meblağı kapsaması gerektiğini,

Ücret Sözleşmesi Kapsamı başlıklı 14. Maddesinde ise “Ücret sözleşmeleri münferit ya da süreli olarak yapılabilir. Süreli sözleşmelerin en az bir yıllık olması şarttır.”   denilmektedir.

Her Meslek Mensubu yukarıdaki hükümler çerçevesinde iş sahipleriyle işe başlarken sözleşme yapar ve izleyen yıllarda sadece ücret artışı yapılarak sözleşmelerin diğer hususlarıyla ilgili genellikle bir değişiklik olmaz. Ve bu ücret artışı da ağırlıklı olarak her yıl yayınlanan Asgari Ücret tarifesindeki artış oranı esas alınarak belirlenir. 

Bu noktada yapılan sözleşmelerin büyük bölümünde artış oranı da belli olduğundan mesleki sözleşmelerimizi artış oranına ilişkin hükümlerinde konulması halinde izleyen yıllarda yeni bir şerh veya sözleşme söz konusu olmadan kendiliğinden uzayan sözleşmeler haline getirmek mümkündür. Böyle olduğunda ise meslek mensupları her yıl sözleşme düzenlemek zorunda olmadığı gibi her yıl damga vergisi ödemek zorunda da kalmamaktadır. Ancak TURMOB yayınlamış olduğu Genelge ile bunu engellemiş ve meslek mensuplarımız için yeni bir angarya yaratarak aynı zamanda her sözleşme için damga vergisi ödemek zorunda bırakmıştır.

Konuyu daha geniş bir açıdan değerlendirmek için gerek Gelir İdaresi gerekse Danıştay’ ın sözleşmelerimiz hakkında vermiş olduğu kararları bu yazımızda paylaşacak ve kendi örgütümüz olan TURMOB un yayınlamış olduğu Genelge hakkındaki yorumumuzu da net bir şekilde ortaya koyacağız.

Gelir İdaresi çeşitli tarihlerde vermiş olduğu özelgelerde;

‘mali müşavirliğini yaptığınız müşterilerinizle düzenlediğiniz hizmet sözleşmelerinin süresi, içeriği ve geçerlilik şartları gibi hususlar 3568 sayılı Kanun uygulaması ile ilgili olup, bu hususlardan ari olarak Damga Vergisi Kanunu yönünden, söz konusu sözleşmelerin süresinin, bu sözleşmelere şerh konulması veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyette bir kağıt düzenlenmesi şeklinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar için ayrıca damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.“

diyerek meslek mensuplarının her yıl kendiliğinden uzayan sözleşmelerine ilişkin Damga Vergisi aranmaması gerektiğini açıkça belirtmiştir.

Yine İstanbul 11. Vergi Mahkemesi, bir davacının, çeşitli firmalarla imzaladığı 1 yıl süreli kendiliğinden uzayan “alan tahsis sözleşmeleri” ile ilgili olarak tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması için açmış olduğu davayı, sözleşme süresinin bitiminden 30 gün önce ihbarda bulunmamak suretiyle müteakip yıl için yeni bir sözleşmenin kurulmuş olacağı ve bu yeni sözleşme için yapılan damga vergisi tahakkukunda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddetmiştir. 

 

Bunun üzerine davacı Danıştay 9. Dairesi’ne temyiz başvurusunda bulunmuştur. Başvuruyu inceleyen Danıştay 9. Dairesi, İstanbul 11. Vergi Mahkemesi’ nin kararını bozarak, davacı şirketin alan tahsisi ile ilgili olarak imzaladığı sözleşmenin süresinin, içerdiği bir madde uyarınca kendiliğinden uzadığına, bu nedenle söz konusu sözleşmenin 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun aradığı anlamda damga vergisine tabi bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceğine hükmetmiştir. Danıştay 9.Dairesi’nin E:2013/1454, K:2014/7239 sayılı kararında özetle, 

 

“… sözleşmede bulunan bu hüküm gereğince süresi kendiliğinden uzayan sözleşmenin 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun aradığı anlamda damga vergisine tabi bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, aksi düşüncenin, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak kanunda yazılı olmayan bir durumun yorum yoluyla genişletilerek vergi alınmasına yol açacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, davacı şirketin imzalamış olduğu, içerdiği bir madde uyarınca süresi kendiliğinden uzayan alan tahsis sözleşmeleri için yapılan dava konusu damga vergisi tahakkukunda hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından aksi gerekçe ile davanın reddine karar veren vergi mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır” ifadelerine yer verilmiştir. 

 

Danıştay 9. Dairesi, mevzuat hükümlerine göre damga vergisinin doğması için yeni bir sözleşmenin imzalanması ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmasının gerektiği, kendiliğinden uzayan sözleşmelerin damga vergisine tabi tutulamayacağı sonucuna varmıştır.

Bununla birlikte sözleşmelerin her yıl yenilenmesini zorunlu tutmak Anayasa’ nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48. Maddesindeki “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir” ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun Sözleşme Özgürlüğü başlıklı 26. Maddesindeki; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” Şeklinde öngörülen sözleşme özgürlüğüne aykırılık oluşturmaktadır.

 

Gerek Gelir İdaresi gerekse Yargı kendiliğinden uzayan sözleşmeleri kabul ederek izleyen yıllarda damga vergisi ödenmeyeceğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Ancak Mesleğimizin çatı örgütü olanTURMOB kendi Yönetmeliğinde sözleşmelerin süresinin en az bir yıllık olmasını şart koşmasına rağmen yayınlamış olduğu 2016/1 sayılı Genelgesinde hiçbir yasal dayanağı olmadan sözleşmelerin her yıl yenilenmesi gerektiğini yani en fazla bir yıl geçerli olduğunu belirtmiştir.

 

Kendi örgütümüz olan TURMOB Haksız Rekabet Yazılımında otomatik artışın da hesaplanabileceği küçük bir program değişikliği yaparak haklarımızı korumak yerine “her yıl yeni sözleşme girişi yapılması gerekir” diyerek; hem meslektaşlar için yeni bir angarya yaratmış hem de binlerce meslek mensubunu milyonlarca lira damga vergisi ödemek zorunda bırakmıştır.

 

Yıllardır angaryalarından şikâyet ettiğimiz Maliye Bakanlığı ve Yargı, kendiliğinden uzayan sözleşmeler için her yıl sözleşme yapmanıza ve damga vergisi ödemenize gerek yok derken haklarımızı korumakla yükümlü TURMOB hiçbir yasal dayanağı olmadan her yıl sözleşme girilmeli ve damga vergisi ödemelisiniz demektedir.  

 

Sonuç olarak Türmob yöneticilerinden beklentimiz genelge üzerinde meslek mensuplarının lehinde Gerekli düzenlemeleri yapması ve meslek camiamızın yanında yer almasıdır. 

 

Burhan ERAY

SMMM